Bakan Tekin’in Eğitim Modeli Beğenilmedi!

Bakan Tekin’in Eğitim Modeli Beğenilmedi!
Yayınlama: 28.06.2024 13:54:36
A+
A-

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Bursa Şubesi, Türkiye’deki diğer şubeler ile eş zamanlı olarak Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin hakkında “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” müfredatının içeriği ile ilgili suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunun ardından basın açıklaması gerçekleştirildi.

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Bursa Şubesi, Türkiye’deki diğer şubeler ile eş zamanlı olarak Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin hakkında “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” müfredatının içeriği ile ilgili suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunun ardından basın açıklaması Bursa Adalet Sarayı önünde gerçekleştirildi.

Yapılan açıklamaya ADD Bursa Subesi Başkan Vekili Ali Küçüksarı, Yönetim kurulu üyesi Avukat Ali Dokuzlu ve dernek üyeleri katıldı. ADD Bursa Subesi Başkan Vekili Ali Küçüksarı, Türkiye Yüzyılı Maarif Modelini kabul etmediklerini dile getirdi ve mücadelelerini devam edecekleri söyledi.

“YENİ EĞİTİM MODELI AÇIKÇA ANAYASA’YA AYKIRILIK TEŞKİL ETMEKTEDİR”

Küçüksarı’nın konuşmasının adından yönetim kurulu üyesi Avukat Ali Dokuzlu’nun konuşmasından satır başları şöyle;

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin tarafından tanıtılan ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli başlığını taşıyan yeni müfredatla getirilen yeni kavramlar ile eğitimde birlik ve eşitlik ilkesinden ayrılınılmış, bilimsel, laik ve demokratik eğitim anlayışından vazgeçilmiş olup, bilim, kültür, sanat ve felsefe derslerinin yerine din ağırlıklı içerikler düzenlenmiş, dolayısıyla bilimsellikten uzak ve dogmatik nitelikler ağırlık kazanmıştır. Oysa ki, Milli Eğitim Bakanı’nın görevi demokrasi bilincine sahip insan hak ve özgürlüklerine saygı duyan laik bireyler yetiştirecek düzenlemeleri yapmakken, hayata geçirilen yeni model dini ve milli ögelere vurgu yaparken Atatürk, laiklik ve cumhuriyet gibi milli değerlere hiç yer vermemiştir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi” başlıklı 42. Maddesinin 3. Fıkrasında; “Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz” denmektedir. Bu sebeple, yeni eğitim modeli açıkça Anayasa’ya aykırılık teşkil etmektedir.

“ÇOCUĞUN NİTELİKLİ HAKKINA AYKIRILIK OLUŞTURMAKTADIR”

Keza, uzmanların yorumlarına göre söz konusu müfredat uluslararası standart ile uyumsuz olup, kullanılan dil ve öngörülen ölüm, darbe ve savaş kavramları üzerinden verilmeye başlanacak olan eğitim pedagojik açıdan çocuğun nitelikli eğitim hakkına aykırılık oluşturmaktadır. Bunun yanında, anılan yeni eğitim sistemini hayata geçiren Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin , Meclis’te yapılan bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada: “Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2023 yılı itibariyle geçerli 2 bin 709 tane protokolümüz var…. Bunların içerisinde sizin ‘tarikat, cemaat’ dediğiniz, bizim ‘STK’ dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır. Ben bu protokollerle bize destek olanlara da teşekkür ediyorum. Onlarla protokol yapmaya da devam edeceğiz.” şeklinde ifadelerde bulunmuş olduğundan, yeni eğitim sisteminin hangi bakış açısından hazırlandığı açıkça ortada olup, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 2. Maddesinde düzenlenen ve devletin temel niteliklerinden olan Laiklik ilkesi hiçe sayılmıştır. 1. Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkaracak nesiller yetiştirme görevi bulunan Milli Eğitim Bakanı, hazırlamış olduğu yeni müfredatla laiklik gibi temel ilkeleri hiçe saydığından Türk Ceza Kanunu’nun 309. Maddesinde yer alan suçu işlemiştir. Anılan maddede; “Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar. Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur. Bu maddede tanımlanan suçların işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur düzenlemesine yer verilmiştir.

Burada, suçun failleri tarafından amaca yönelik yapılan hareketin ayrıca suç teşkil edip etmemesi önemli olmaksızın, amacın ne olduğuna bakılmalıdır. Bu sebeple, Anayasayı ihlal suçu serbest hareketli bir suçtur.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.