Dr. Ahmet Yarız'ın hazırladığı rapora, göre deprem bölgesinde yaraların sarılması ve bölgenin yeniden ayağa kaldırılmasının maliyeti 150 milyar doları aşacak. Bu rakam dünyanın en büyük ekonomilerini bile zorlayacak büyüklükte
Türkiye saatiyle 04:17'de ve 13:24’de Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve büyük yıkıma neden olan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ekonomiye çok yönlü etkileri oldu. Depremin ekonomik etkilerine ve maliyetine ilişkin iki bölümden oluşan kapsamlı bir analiz hazırlayan Ahmet Yarız, yazısının ilk bölümünde 'Deprem Bölgesinin Ekonomideki Yeri' ve 'Depremlerin Neden Olduğu Ekonomik Kayıplar ve Finansmanı' başlıklarını ele aldı.150 MİLYAR DOLARI AŞACAKDepremler, 300 bine yakın bina ve 700 binden fazla bağımsız bölümün kullanılamaz getirdi. Türkiye'nin GSYH’nin %10’unu oluştura deprem bölgesi, Türkiye ekonomisi için önemli bir yer tutan birçok sektörü derinden etkiledi.Sanayi, tarım ve hayvancılık gibi çok sayıda sektörün durmasına neden olan depremler aynı zamanda ulaştırma, enerji, iletişim ve şehirlerin altyapısı gibi birçok alanda hasara yol açtı.Oluşacak ekonomik fatura 120 milyar doları aşacakken bunun ilave faiz yükleri ile beraber 150 milyar doları aşması bekleniyor.2022 VERGİ GELİRLERİNİN TAMAMI KADARBu tutar, Türkiye'nin 2022 yılı GSYH'sinin %15'ine ve 2022 yılı vergi gelirlerinin tamamına yakın bir tutar olduğu dikkate alındığında ise bütçe üzerinde iki yönlü baskı yaratarak yaratacak. Kamu borçlanması ve bütçe açığını açığının artması bekleniyor.İşte Dr. Ahmet Yarız'ın o yazısı;
- 6 Şubat 2023 tarihinde, on bir ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde 50.000’i aşan insanımız vefat etmiştir.
- Depremlerde 300.000’e yakın bina ve 700.000’i aşan bağımsız bölüm kullanılmaz hale gelmiş, ulaştırma, enerji, iletişim, tarımsal üretim ve şehirlerin altyapıları hasar görmüş, sanayi tesisleri ve ticari ünitelerdeki tahribatlar üretimi ve tedarik zincirini olumsuz etkilemiştir.
- Deprem bölgesi, ülkemiz ekonomisindeki önemli bir yere sahiptir. Nüfusun %16’sı, Konut Sayısının %14’ü, İstihdamın %13’ü, GSYH’nin %10’u, Tarımsal Üretimin %15’i ve Dünys Kültürel Mirasımızın %21’i bölgededir.
- Bölge; tarım, hububat, bakliyat, halı üretimi ve demir-çelik sektöründe önemli bir merkez olup enerji güvenliği açısından kritik bir kapasiteye sahiptir. Bölgenin; hidrolik kurulu güç içinde %19 ve hidroelektrik üretiminde %40 payı vardır.
- Gaziantep, Adana ve Hatay deprem bölgesinin lokomotif illeridir. Bu iller; bölge istihdamından %50, GSYH’dan %55, ihracattan %84, ithalattan %85 ve vergi gelirlerinden %76 pay almaktadır.
- Çok yönlü insani, sosyal ve ekonomik kayıplara neden olan depremlerin nedeniyle oluşan ekonomik faturanın 2,3 Trilyon TL’yi (120 Milyar USD) aşması beklenmektedir. Bu tutar içinde; hasar gören konutların yeniden yapımı %50’den fazla pay ile ilk sırada yer almaktadır.
- Gelişmiş ekonomilerin bütçelerini dahi zorlayacak bir tutar olan 120 Milyar USD, Türkiye’nin 2022 yılı GSYH’nin %15’ine ve 2022 yılı vergi gelirlerinin tamamına yakındır.
- Depremler nedeniyle yurt içi ve yurt dışından yapılan bağış, hibe ve yardımların 10 Milyar USD düzeyinde kalacağı dikkate alındığında bakiye 110 Milyar USD kamu kaynaklarıyla finans edilecektir.
- Kamu kaynaklarıyla finansman, deprem harcamalarının bütçeden yapılması anlamına gelmektedir. Deprem harcamaları bütçe giderlerini, giderler bütçe açığını, bütçe açığı kamu borçlanmasını ve kamu borçlanması da bütçe üzerindeki faiz giderini artıracaktır. Bu yönüyle deprem harcamaları, bütçeyi iki yönlü baskı altına almaktadır.
- Depremlerdeki maddi hasarların büyük bölümünün kamu kaynaklarıyla finanse edilmesi, bütçe üzerinde 30 Milyar USD civarında ilave faiz yükü oluşturacaktır. İlave faiz yükü ile birlikte depremlerin neden olduğu ekonomik kayıpların 150 Milyar USD’yi aşması beklenmektedir.
Öte yandan zorlu kış şartları da arama, kurtarma, ilk yardım ve acil müdahale faaliyetlerini aksatmış ve insani kayıpların artmasına neden olmuştur. Bu yönleriyle kayıtlı insanlık tarihinin en büyük felaketleri arasında yer alan Kahramanmaraş depremleri ülkemizin son yüzyılda yaşadığı en büyük felaket olup küçük kıyamet tanımını hak etmektedir.Depremlerde 300.000’e yakın bina ve 700.000’i aşan bağımsız konut kullanılmaz hale gelmiş, ulaştırma, enerji, iletişim, tarımsal üretim ve şehirlerin altyapıları hasar görmüş, sanayi tesisleri ve ticari ünitelerdeki tahribatlar üretimi ve tedarik zincirini olumsuz etkilemiştir.Depremlerin neden olduğu insani kayıplar ülkemizin en büyük kaybıdır. Büyük ölçekli felaketler; toplum ve birey psikolojisinde tahribata, Ekonomi ve toplumsal sosyolojide travmaya ve ülke yönetiminin gelecek konsantrasyonunda derin kırılmalara neden olmaktadır. Yaşanan tahribat, travma ve kırılmaların tedavisi uzun zamana yayılmakta, insani, sosyal ve maddi açıdan önemli yatırımlara ihtiyaç duyulmaktadır.Depremlerin neden olduğu tahribatın maddi yönü ve ekonomiye etkileri bu yazının konusunu oluşturmaktadır.DEPREM BÖLGESİNİN EKONOMİDEKİ YERİDeprem bölgesinin temel göstergelere göre Türkiye ekonomisi içindeki yeri Tablo 1’de yer almaktadır.Deprem Bölgesinin Türkiye Ekonomisinde Payı % TARIMSAL ÜRETİMİN YÜZDE 15'İ DEPREM BÖLGESİNDEDeprem bölgesinin ekonomik göstergelerdeki payı %8-%15 aralığındadır. Ülke nüfusunun %16’sı, tarımsal üretimin %15’i, konut sayısının %14’ü, istihdamın %13’ü, GSYH’nin %10’u, ihracatın %9’u, ithalatın %7’si ve vergi gelirlerinin %5’i bölgeye aittir.Deprem bölgesi 14 Milyon kişi ve 110.000 km2 alanı ile çok sayıda ülkeden (İzlanda, Güney Kore, Macaristan, Portekiz, Ürdün, Sırbistan, Azerbaycan, Avusturya, Çekya, İrlanda, Litvanya, Hırvatistan, Danimarka, Hollanda, İsviçre, Belçika) daha fazla nüfusa ve daha geniş coğrafi alana sahiptir.Bölgede konut sayısı 5,7 Milyon, istihdam 3,8 Milyon kişi, GSYH 708 Milyar TL, ihracat 22 Milyar USD, ithalat 24,4 Milyar USD ve vergi gelirleri 121 Milyar TL’dir.Bölgenin; Tarım ve Hayvancılık GSYH içindeki payı %15 ile GSYH ortalamasının üzerindedir.BÖLGENİN LOKOMOTİF İLLERİNİ VURDUBölgedeki iller; tarım, hububat, bakliyat, halı üretimi, tekstil, demir-çelik, su ürünleri ve makine-ekipman sektörlerinde gerek üretim ve gerekse ihracatta önemli merkezlerdir. Bölgedeki Gaziantep, Adana ve Hatay’ın bölge ekonomisindeki payları, diğer illere göre daha da yüksek olup istihdamda %50, GSYH’da %55, ihracatta %84, ithalatta %85 ve vergi gelirlerinde %76 payları ile bölgenin lokomotifleridir.Bu üç ilin bölgedeki nüfus, konut sayısı, GSYH ve istihdam payları birbirlerine oldukça yakındır. Bu yakınlık dış ticarette ise önemli farklılıklar göstermektedir. Gaziantep bölge ihracatından %51 ve bölge ithalatından %34, Hatay ise ihracattan %19 ve ithalattan %31 pay almaktadır. Bu performans farklılıkları illerdeki sektörlerin karakteristik yapılarından kaynaklanmaktadır.Gaziantep, Adana ve Hatay deprem bölgesinin lokomotif illeridir. Bu iller bölge; istihdamından %50, GSYH’dan %55, ihracattan %84, ithalattan %85 ve vergi gelirlerinden %76 pay almaktadır.Ülkemizdeki barajların %19 ve 2022 yılı hidroelektrik üretiminin %40’ının bölgede yapılması, bölgenin enerji güvenliği açısından önemini göstermektedir.HİDROLİK ELEKTRİK ÜRETİMİN YÜZDE 40 DEPREM BÖLGESİNDEBölge; tarım, hububat, bakliyat, halı ve demir-çelik sektöründe önemli bir üretim merkezi, hidrolik kurulu güç içinde %19 ve hidroelektrik üretiminde %40 pay ile önemli bir ekonomik merkezdir.Deprem Bölgesinin Sanayi Sektöründe YeriSANAYİ, TARIM VE HAYVANLIK ETKİLENDİBölgede 38 organize sanayi bölgesinde 3.200’e ve 116 küçük sanayi sitesinde 48.000’e yakın işletme faaliyet göstermektedir.Deprem bölgesinin sanayi yapısına ilişkin temel bilgilerin yer aldığı Tablo 2’ye göre bölgede 38 organize sanayi bölgesinde 3.200’e yakın işletme faaliyettedir. Ayrıca bölgede; planlama, kamulaştırma ve altyapı hazırlığı devam eden 21 organize sanayi bölgesinin de bir süre sonra faaliyete geçmesi ön görülmektedir. Bölgedeki organize sanayi bölgeleri, ülkemizdeki organize sanayi bölgeleri içinde %15’e yakın pay almaktadır.Bölgede 116 küçük sanayi sitesinde; 314 büyük, 779 orta ölçek, 3.769 küçük ve 42.719 mikro ölçekte olmak üzere toplamda 47.581 firma faaliyet göstermektedir. Deprem Bölgesinin Tarım ve Hayvancılık Sektöründe YeriTÜRKİYE TARIMININ CAN DAMARIBölge tarım ve hayvancılık alanında da ülkemiz açısından önemli bir yere sahiptir. 2022 yılı tarım ve hayvancılık verilerinin yer aldığı Tablo 3’e göre bölge; 16,9 milyon dekar ile ekilebilir alanların %17’sine, ekilen alanların %16’sına, sebze alanlarının %16’sına ve meyve-içecek-baharat bitkileri alanlarının %26’sına sahiptir. Ayrıca bölge 2,2 milyon ile büyükbaş hayvan sayısının %12’sine, 10 milyon ile küçükbaş hayvan sayısının %18’ine ve 33,7 milyon ile tavuk sayısının %9’una sahiptir.Bölge tarım ve hayvancılık açısından önemli bir merkezdir. Ekilebilir tarım alanları içinde %17, sebze ekim alanlarında %16, meyve bahçelerinde %26, büyükbaş hayvan sayısında %12 ve küçükbaş hayvan sayısında %18 paya sahiptir.DEPREMLERİN NEDEN OLDUĞU EKONOMİK KAYIPLAR VE FİNANSMANIDoğal afetler çok yönlü insani, sosyal ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Yazımızın konusu olan ekonomik kayıplar aşağıdaki başlıklarda ele alınmaktadır.
- Afete maruz kalanları arama ve kurtarma faaliyetleri
- Afet maruz kalanların temel insani ihtiyaçlarının temin edilmesi
- Arama ve kurtarma faaliyetlerine katılan personel ve gönüllülerin günlük temel insani ihtiyaçları
- Arama ve kurtarma faaliyetlerinde kullanılacak makine ve ekipman ihtiyacı ile işletme maliyetleri
- Arama ve kurtarma faaliyetleri sonrasında enkaz kaldırma çalışmalarının maliyetleri
- Şehir altyapılarının yenilenmesi, bakımı ve tamiri ile işletmeye alma maliyetleri
- Hasar gören konutların yenilenmesi, onarımı ve bakımı ile tefrişat maliyetleri
- Karayolu, denizyolu, demiryolu ve havayolundan oluşan ulaştırma altyapısının yenilenmesi, bakımı, onarımı ve işletmeye alma maliyetleri
- Su, enerji ve iletişim altyapısının yenilenmesi, bakımı, onarımı ve işletmeye alma maliyetleri
- Sınai tesislerin ve ticari ünitelerin yeniden yapımı, hasarların giderilmesi, tamir-bakım ve yeniden işletmeye alma maliyetleri
- Afet nedeniyle sınai tesisler ve ticari ünitelerde hasar gören ham madde, yardımcı madde ve mamul stokları ile diğer stoklardan oluşan kayıplar
- Afet bölgesinde azalan üretim ve ticari faaliyetler nedeniyle oluşan doğrudan kayıplar, tedarikçi nitelikleriyle afet bölgesinin dışında kalan sınai ve ticari işletmelerin faaliyet sürecinde kesinti ihtimali nedeniyle oluşabilecek kayıplar
- Afetin ilk günlerinde ülke konsantrasyonun felaket bölgesine yoğunlaşması nedeniyle alternatif gelirlerden kaynaklanan kayıplar
- Afet nedeniyle kamu harcamalarında hızlı artışların bütçe açıklarını artırması ve finansman maliyetleri
- Afetlerin üretim kapasitesinde neden olacağı kısıntı ile tedarik zincirinde kopmalardan kaynaklanan enflasyon baskısı kaynaklı maliyetler
- Diğer