Çok yaramaz ve hareketli bir çocuk olduğundan bahseden Emel Müftüoğlu, "Bir ailenin başına gelebilecek en korkunç çocuktum. Bir saniyesi aksiyonsuz geçmeyen bir çocuktum. Babam 'bu kızı bir yere bağlasak bütün şehrin elektriğini karşılar bu enerjiyle' diyordu. Annem dünyanın en şahane kadınıydı. Çok zarif ve düşünceli bir kadındı ama ben gelirim diye annemi bir yere çağırmazlardı. Korkunçtum..." dedi.
"BİR KADINI SAÇINDAN TUTARAK ARACIN CAMINDAN ÇIKARDIM"Bir dönem sürekli karakolluk olduğunu anlatan Müftüoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "İstanbul'a gelerek evlendiğim dönem biraz dinginledim. Eşim stajyer avukattı ve iki sene boyunca her gün beni karakollardan topluyordu. Hayatımda haksız hiçbir şey yapmadım. Tepkilerim çok yüksekti. 1. Levent'te arabayla giderken park eden bir araba hiç aynasına bakmadan bana çarpacaktı. İki tane hanımdı ve kibarca inerek 'Ne oldu dikkatli olur, bir dahaki sefer bu kadar şanslı olmayabilirsiniz' dedim. Ne var bunda? Ben sadece bunu söyleyip araba giderken kadının bana küfür ettiğini duydum. Tekrar döndüm ve kadıın arabasının camını açmasını istedim. Sonra da saçından tutarak camdan çıkardım. Çok korkunç şeyler yapıyordum."
"BİRİ BANA LAF ATTIĞINDA KARAKOLLUK OLUYORDUK"Şu an bunları konuşurken çok utanıyorum. Öfke kontrolüyle ilgili problemlerim vardı. Yolda giderken biri kazayla bana laf attığında karakolluk oluyorduk. Benim öfke kontrolümü sağlayan kişi Sezen Aksu'dur. O benim hayatımı değiştirdi. Müthiş kıskanç bir insandım. Bir insanın başına gelebilecek en korkunç şey; bir şeyi unutmamak ve kıskanç olmak. Kıskançlık insanı tüketir ve hasta eder."