Erzincan, Türkiye tarihinde en büyük depremlerden biri olarak görülen ve hala Türkiye’de deprem riskinin en yüksek olduğu bölgelerden biri olarak kabul edilmektedir. Binlerce insanın hayatını kaybetmesine yol açan deprem Erzincan ve çevresinde büyük hasar oluşturmuş ve yerleşim yerleri büyük ölçüde yıkılmıştır. Peki deprem kaç şiddetinde, ne zaman oldu? Kaç kişi öldü?
Erzincan’da yıllar önce yaşanan büyük deprem geçen yıllara rağmen hala unutulmamış ve büyük yaralar bırakmıştır. İşte Erzincan depremi ile ilgili merak ettikleriniz.
ERZİNCAN DEPREMİ KAÇ ŞİDDETİNDE, NE ZAMAN OLDU?
ERZİNCAN DEPREMİNDE KAÇ KİŞİ ÖLDÜ?
Depremde yaşamını yitiren yaklaşık 33 bin kişinin hiçbir zaman unutulmadığını anlatan Bekir Aksun, kentin daha sonra 1992'de büyük bir deprem daha yaşadığını belirtti.
Bekir Aksun, deprem riski altındaki kentin yaşanan büyük sarsıntılardan sonra farklı bir bölgeye taşındığına işaret ederek, şöyle konuştu:
''1939 depremi yaşandığı dönemde şehir şimdiki Terzibaba Türbe ve Mezarlığı ile Piri Sami Hazretleri Türbe ve Mezarlığı alanındaydı. Zeminde böyle bir çökme olunca 'Karşı dağın eteğine mi taşıyalım buraya' mı diye çeşitli tartışmalar yapılmış. En sonunda yukarıya taşınmasına karar verilmiş. Bugün tren garının üst tarafına doğru şehri taşımak zorunda kalınmış. Deprem şehrin merkezini değiştirmiş''BİZ DE AĞLAYA AĞLAYA ÖLDÜK
Deprem sırasında 12 yaşında olan 95 yaşındaki Sıdıka Aksu, aradan geçen yıllara rağmen çocukluğunda yaşadığı felaketi unutamadığını söyledi.
O dönem, kent merkezine 25 kilometre uzaklıktaki Üzümlü ilçesinde oturduklarını ifade eden Aksu, "Deprem olduğunda evdeydik yatıyorduk. Babam kardeşimi kaldırdı bahçeye çıktık. Evin duvarları yıkılmıştı." diye konuştu.
Deprem günü ve sonrasında yaşadıklarını anlatan Aksu, şöyle devam etti:
"Bir kardeşim ve diğer kardeşimin iki çocuğu depremde öldü. Zaten kardeşim ve çocukları farklı bir köyde düğüne gittikleri için orada kaldılar. Ölü ve yaralıları atlarla Karasu Nehrinden geçirerek buraya getirdiler. Kardeşimin ölen kızının saçları sudan geçerken buz tutmuş vaziyette geldi. Ölüleri çadırların içine dizdik bir gün sonra defnedildi. Biz de ağlaya ağlaya öldük."
Depremden sonra çok kar yağdığını ve zorluklar çektiklerini dile getiren Aksu, "Her yer dümdüz oldu. Hiç kimse kalmadı. Kar yağdı hava çok soğuktu, kimse bir şey bulamıyordu. Kar yağışına dayanamayan çadırımız yırtıldı. Şimdi çadır ve yiyecek gibi her şey veriliyor." ifadesini kullandı.