BİR RÂHİBİN İTİRAFI...
Râhip Samuel Zwemmer şöyle diyor:
“Müslümanlar'ı vaftiz etmek için boş yere çabalayıp durmayalım. Başka yollar, başka çareler deneyelim. İslâm memleketlerinde girişeceğimiz faâliyetlerde; onlara, önce Hıristiyan âdet ve an‘ânelerini, Hıristiyan bayramlarını, Hıristiyan kültürünü, Hıristiyan ahlâkını aşılayalım...”-"Hıristiyan aleminde iki tane önemli kilise kavramı var.Bir tanesi bildiğimiz kiliseler, ikincisi "Invisible Church" dediğimiz "göze gözükmeyen kilise"dir. Yani somut ve mevcut bir dünya olarak görmediğiniz türden bir kilise var. Nedir bu? Protestanlar tarafından kurulmuş olan bu kilise der ki, "Şahısların Müslümanlıktan Hıristiyanlığa geçmesi gerekmez. Oldukları yerde, oldukları gibi kalsınlar. Ama bizim istediğimiz gibi düşünsünler. Yani müslüman, müslüman gibi düşünemesin. Hıristiyan gibi düşünsün. Müslüman gibi yaşadığına inansın." Bu çok mühim bir olaydır.-Bugün Türkiye'de, bir çok Müslüman, maalesef Müslüman gibi düşündüğünü zannederek gerçekte Hristiyanların kendilerinden istediği şekilde düşünüp Müslümanlığımı yerine getiriyorum, inancı içindedirler."
Pavlus, Mevcut Hıristiyanlıkta peygamber (!?) sayılır. Misyonerliğin mucidi olan Pavlus'a göre Hıristiyanlaştırma için Yahudi'ye Yahudi, putpereste putperest görünmek gerekir. Misyoner için bundan çıkan sonuç da Müslüman'a Müslüman gözükmek olacaktır.-Fransa Katolik Enstitüsü profesörlerinden J. Danielou misyonerliğin başarısı için şunları önermekte:1. Misyonerliğin birinci amacı Hıristiyanlığı yaymak ve yeryüzünde Hz. İsa'ya imanı gerçekleştirmektir.2. O ülkede tanınan aydınlarla yakın bir diyaloga girilerek onların düşüncelerine, eserlerine ve kültürlerine Hıristiyanlık unsurları sokulmalıdır.3. Gelişmiş batı uygarlığı ile Hıristiyanlık aynı gösterilmelidir. Öyle ki Batı'nın gelişimi, Hıristiyanlığın bir zaferi olarak sunulmalıdır.4. Hıristiyanlığın yayılması için bir yere kilise yapmak, kalıcı ve isabetli bir yol değildir. Orada asıl kalıcı olan, Hıristiyanlığın o toplumun kültürü içerisine nüfuz etmesidir. Yoksa Müslümanları vaftiz etmek için boş yere çalışıp durmayın. Onlara Hıristiyan âdetlerini, bayramlarını, kültürünü ve ahlâkını aşılamaya çalışmak en avantajlı yoldur.5. Müslümanlara sevgi ile yaklaşınız. Hz. Muhammed (SAV)'i yalanlamayınız. Hz. İsa için Allah'ın oğludur demeyiniz. Çünkü müslümanlar bunu kabul etmezler. Daha çok onların kendi milletiyle ve dinî değerleriyle alâkâlarını kesmeye ya da zayıflatmaya çalışınız."
Râhip Samuel Zwemmer şöyle diyor:
“Müslümanlar'ı vaftiz etmek için boş yere çabalayıp durmayalım. Başka yollar, başka çareler deneyelim. İslâm memleketlerinde girişeceğimiz faâliyetlerde; onlara, önce Hıristiyan âdet ve an‘ânelerini, Hıristiyan bayramlarını, Hıristiyan kültürünü, Hıristiyan ahlâkını aşılayalım...”-"Hıristiyan aleminde iki tane önemli kilise kavramı var.Bir tanesi bildiğimiz kiliseler, ikincisi "Invisible Church" dediğimiz "göze gözükmeyen kilise"dir. Yani somut ve mevcut bir dünya olarak görmediğiniz türden bir kilise var. Nedir bu? Protestanlar tarafından kurulmuş olan bu kilise der ki, "Şahısların Müslümanlıktan Hıristiyanlığa geçmesi gerekmez. Oldukları yerde, oldukları gibi kalsınlar. Ama bizim istediğimiz gibi düşünsünler. Yani müslüman, müslüman gibi düşünemesin. Hıristiyan gibi düşünsün. Müslüman gibi yaşadığına inansın." Bu çok mühim bir olaydır.-Bugün Türkiye'de, bir çok Müslüman, maalesef Müslüman gibi düşündüğünü zannederek gerçekte Hristiyanların kendilerinden istediği şekilde düşünüp Müslümanlığımı yerine getiriyorum, inancı içindedirler."
Pavlus, Mevcut Hıristiyanlıkta peygamber (!?) sayılır. Misyonerliğin mucidi olan Pavlus'a göre Hıristiyanlaştırma için Yahudi'ye Yahudi, putpereste putperest görünmek gerekir. Misyoner için bundan çıkan sonuç da Müslüman'a Müslüman gözükmek olacaktır.-Fransa Katolik Enstitüsü profesörlerinden J. Danielou misyonerliğin başarısı için şunları önermekte:1. Misyonerliğin birinci amacı Hıristiyanlığı yaymak ve yeryüzünde Hz. İsa'ya imanı gerçekleştirmektir.2. O ülkede tanınan aydınlarla yakın bir diyaloga girilerek onların düşüncelerine, eserlerine ve kültürlerine Hıristiyanlık unsurları sokulmalıdır.3. Gelişmiş batı uygarlığı ile Hıristiyanlık aynı gösterilmelidir. Öyle ki Batı'nın gelişimi, Hıristiyanlığın bir zaferi olarak sunulmalıdır.4. Hıristiyanlığın yayılması için bir yere kilise yapmak, kalıcı ve isabetli bir yol değildir. Orada asıl kalıcı olan, Hıristiyanlığın o toplumun kültürü içerisine nüfuz etmesidir. Yoksa Müslümanları vaftiz etmek için boş yere çalışıp durmayın. Onlara Hıristiyan âdetlerini, bayramlarını, kültürünü ve ahlâkını aşılamaya çalışmak en avantajlı yoldur.5. Müslümanlara sevgi ile yaklaşınız. Hz. Muhammed (SAV)'i yalanlamayınız. Hz. İsa için Allah'ın oğludur demeyiniz. Çünkü müslümanlar bunu kabul etmezler. Daha çok onların kendi milletiyle ve dinî değerleriyle alâkâlarını kesmeye ya da zayıflatmaya çalışınız."
YAKLAŞAN TEHLİKE VE SORUMSUZ MÜSLÜMANLAR!ALLAH'ın Düşmanlarının Bayramlarını Kutlamaktan Sakının.[Hz.Ömer]MÜSLÜMAN kimin yılbaşını kutlayacak ve nasıl eğlenecek? Eğlenmemekle de vazifemiz bitmiyor tabiki, günümüzde Müslümanların en büyük eksikliklerinden biri birbirlerini ikaz etmemeleri, halbuki
Allah c.c. Lokman suresin 17. ayette "Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir." buyuruyor, her Müslüman din kardeşini UYARMALIDIR...Ey Allah'ın iman etmiş kulları! Size ne oluyor da, bile bile batıla kayıyorsunuz.
Efendimiz (sallAllahu aleyhi ve sellem): "Kim bir kavme benzerse, o onlardandır" (Ebû Davud, H. no: 4031) buyurarak davranışlarımızda, hal ve hareketlerimizde, Yahudi ve Hıristiyanlara, müşriklere benzememizi yasaklamıştır.
Allah c.c. Lokman suresin 17. ayette "Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir." buyuruyor, her Müslüman din kardeşini UYARMALIDIR...Ey Allah'ın iman etmiş kulları! Size ne oluyor da, bile bile batıla kayıyorsunuz.
Efendimiz (sallAllahu aleyhi ve sellem): "Kim bir kavme benzerse, o onlardandır" (Ebû Davud, H. no: 4031) buyurarak davranışlarımızda, hal ve hareketlerimizde, Yahudi ve Hıristiyanlara, müşriklere benzememizi yasaklamıştır.