İsrail ile Lübnan merkezli Hizbullah arasındaki gerilim son günlerde artarak devam ediyor. Her iki taraf da karşılıklı tehditler savururken bölgedeki gerginlik uluslararası endişelere yol açıyor. Peki, topyekün bir savaş yakın mı?
Gazze Şeridi'ne 7 Ekim'den bu yana saldırılarını sürdüren İsrail, kuzey sınırında da Lübnan Hizbullah’ı ile çatışıyor. İsrail ile Lübnan arasında "Mavi Hat" olarak tabir edilen sınır hattında son haftalarda gerginlik tırmanıyor.
Son olarak İsrail ordusu, 18 Haziran'da Lübnan'a yönelik olası bir saldırıya ilişkin "operasyonel planı" onayladığını duyurdu, Hizbullah da Tel Aviv’in kritik tesislerinin konumlarının ve fotoğraflarının yer aldığı videolar yayınladı.
Öte yandan İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, “topyekün bir savaş” durumunda Hizbullah'ı ortadan kaldırmakla tehdit etti. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ise olası bir savaş durumunda İsrail'in hiçbir bölgesinin Hizbullah’ın füzelerine karşı “güvende olmayacağı” uyarısında bulundu.
Tehditler gerçeğe dönüşür mü?
İki aktör arasındaki son savaş 2006 yılının temmuz ayında yaşanmış ve 34 gün sürmüştü.
Bugünlerde ise her ne kadar ABD ve diğer uluslararası aktörler çatışmaların büyümesini engellemeye çalışsa da karşılıklı saldırılar artıyor. Aylardır süren bu çatışmaların topyekün bir savaşa dönüşme ihtimali konusunda analist ve uzmanlar hemfikir değil. İsrail Terörle Mücadele Bürosu eski müdürü Nitzan Nuriel,
"Birkaç hafta içinde İsrail'in Lübnan'daki operasyonunu göreceğimize inanıyorum" dedi.
2006 savaşı sırasında ordu komutanı olarak da görev yapan Nuriel, çatışmanın süresine dair ise şunları söyledi:
"Aylar sürecek... O zaman bu büyük ölçüde uluslararası toplumun müdahalesine ve İran'ın tepkisine bağlı."
Öte yandan Nuriel, İsrail’in ana amacının Hizbullah’ı silahsızlandırılmış bölgenin kuzey sınırı olan güney Lübnan'daki Litani Nehri'nin arkasına itmek olacağını belirtti. Ancak karşılıklı saldırı ve tehditlerin bir savaşa dönüşmeyeceğini düşünen uzmanlar da var.
Tel Aviv Üniversitesi'nden Hizbullah konusunda uzman olan Eyal Zisser,
" Kimse gerilimin tırmanmasını istemiyor. Her iki tarafta da uyarı ve tehditleri görebiliyorsunuz. Ancak bunların gerçek olduğunu düşünmüyorum" diyor.
Diğer taraftan artan gerilimin düşürülebileceğini bilen Başbakan Binyamin Netanyahu’nun karşılıklı saldırı ve tehditlerden rahatsız olmadığı düşünülüyor.
İsrail iç siyasetinde de “kuzeydeki durum” her daim sıcak bir konu olarak tartışılıyor.
Ülkenin kuzeyinde yaşayan on binlerce kişi Hizbullah ile İsrail ordusu arasındaki çatışmalar nedeniyle evlerinden tahliye edildi. Yerinden edilenlerin çoğu henüz geri dönmedi. Ancak geçtiğimiz günlerde Netanyahu’nun Savaş Kabinesi’nden istifa eden Benny Gantz, birkaç ay içerisinde kuzeyde sükunetin sağlanması çağrısında bulundu.
Çağrılar Netanyahu üzerinde baskı oluşturur mu?
Bu soruya çoğu uzman “hayır” cevabını veriyor. Zira, içeride gücünü konsolide etmek isteyen Netanyahu’nun gerilimden faydalanmaya devam edeceği düşünülüyor.