"Sahabeler, Peygamber Efendimizin ramazanın son 10 günü, son 7 günü ve 26. geceyi 27. güne bağlayan gecenin Kadir Gecesi olduğuna dair işaretler verdiğini rivayet etmişler. Biz de asırlardır 27. gece olarak idrak ediyoruz."
Kadir Gecesi'nde bolca tövbe ve istiğfar edilmesini tavsiye eden Bozkurt, "Ramazanın son 10 günü ibadetlerimizin yoğunluğunun daha üst seviyeye çıkması gerekiyor. Bu zaman diliminde olan Kadir Gecesi'ni bir milat kabul ederiz. Bu gece bir fırsat gecesidir." ifadelerini kullandı. Kur'an-ı Kerim'in indiği gecede Kur'an okunmasının önemli olduğunu dile getiren Bozkurt, "Kadir Gecesi'nde dünya telaşından, meşgalelerinden biraz daha uzak durarak, manevi eğilimlerimizi yükseltmemiz gerekiyor." diye konuştu.
KADİR GECESİ'NDE NE OLDU?Sözlükte kadir (kadr) kelimesi "hüküm, şeref, güç, yücelik" gibi anlamlara gelir. Dinî literatürde ise "leyletü'l-Kadr" şeklinde Kur'ân-ı Kerîm'in indirildiği gecenin adı olarak kullanılır. Aynı adı taşıyan 97. sûre bu gecenin fazileti hakkında nâzil olmuştur. Sûrede Kur'an'ın Kadir gecesinde indirildiği ve sözü edilen gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu belirtilir. Müfessirler hayırlı olanın bu gecede yapılan amel olduğunu, bin ayın ise içinde Kadir gecesinin bulunmadığı bir süreyi ifade ettiğini belirtirler (Taberî, XV, 339). Ancak genel bir rakam konumunda bulunması ve ism-i tafdîlden sonra gelmesi dikkate alınarak bu sayının çokluktan kinaye olabileceğini söylemek de mümkündür (Mâtürîdî, vr. 895b; Mevdûdî, VII, 187). Kur'ân-ı Kerîm'in başka âyetlerinde de bin ve elli bin yıla tekabül eden "gün" kavramı kullanılmaktadır (es-Secde 32/5; el-Meâric 70/4).
Allah'ın insanlara peygamberler vasıtasıyla son hitabı ve nihaî mesajı olan Kur'an'ı indirmesi insanlığın hidayetinde bir dönüm noktası teşkil ettiği için bu olayın gerçekleştiği gece özel bir anlam taşır. Kadir gecesinin önemine işaret eden bir hadiste, önceki ümmetlerin uzun ömürlü olmaları sebebiyle fazla sevap kazanma imkânına sahip bulunmalarına karşılık müslümanlara Kadir gecesinin verildiği belirtilir (el-Muva??a?, "İ?tikâf", 15). Kadr sûresinde bildirildiğine göre bu gecede Allah'ın izniyle melekler ve Cebrâil yeryüzüne iner ve gece boyunca yeryüzüne barış ve esenlik hâkim olur.
Kadr sûresinde verilen bilgiler, Kur'an'ın ramazan ayında (el-Bakara 2/185) ve bütün hikmetli işlerin kararlaştırıldığı mübarek bir gecede (ed-Duhân 44/3-4) indirildiğine dair âyetlerle birlikte ele alındığında Kadir gecesinin ramazan ayı içinde bulunduğu sonucu ortaya çıkar. Bu gecenin daha çok ramazanın son on veya yedi günündeki tekli gecelerde aranması gerektiğine dair hadisler (Buhârî, "Fazlü leyleti'l-?adr", 2-3; Müslim, "?ıyâm", 205-220) gecenin tesbitiyle ilgili bazı ipuçları vermektedir. Bu hususta sahâbeden gelen rivayetlerde en çok ramazanın 27. gecesi öne çıkıyorsa da (Müslim, "?alâtü'l-müsâfirîn", 179-180, "?ıyâm", 220-221; Ebû Dâvûd, "Şehru Ramazân", 2, 6; Tirmizî, "?avm", 72) bu rivayetler ihtilâflı olduğundan kesinlik ifade etmemektedir. Bazı nakillerde Hz. Peygamber'in Kadir gecesinin vaktini haber vermeye teşebbüs ettiği, ancak o sırada bir konuda anlaşmazlığa düşen iki sahâbînin Resûlullah'a başvurması üzerine buna fırsat bulamadığı, daha sonra da konunun zihninden silindiği bildirilir (Buhârî, "Fazlü leyleti'l-?adr", 4; Müslim, "?ıyâm", 217; Dârimî, "?avm", 56).
Kadir gecesinin kesin olarak belirlenmemesinin hikmeti üzerinde duran âlimler, bu durumun gecenin feyzinden istifade etmek için daha uygun olduğunu söylemişlerdir. Zira Kadir gecesinin bildirilmesi halinde müslümanlar sadece o geceyi ihya etmekle yetinebilirlerdi. Halbuki kısmî belirsizlik sayesinde müminlerin Kadir gecesi ümidiyle bütün ramazan gecelerini ibadet şuuru içerisinde geçirmeleri söz konusudur. Ayrıca Kadir gecesinin bildirilmemesi yoluyla müslümanların bilerek ona saygısızlık göstermeleri veya tâzimde aşırıya kaçmaları önlenmiş olur (Zemahşerî, IV, 273; Fahreddin er-Râzî, XXXII, 28-29).
Bir hadiste inanarak ve mükâfatını Allah'tan bekleyerek Kadir gecesini ihyâ edenlerin geçmiş günahlarının affedileceği müjdelenmiştir (Buhârî, "Fazlü leyleti'l-?adr", 1; Müslim, "?alâtü'l-müsâfirîn", 175-176). Ramazanın son on gününe girildiğinde Hz. Peygamber dünyevî işlerden uzaklaşıp i'tikâfa çekilir, geceleri daha çok ibadet ve tefekkürle geçirdiği gibi ailesini de uyanık tutardı (Buhârî, "Fazlü leyleti'l-?adr", 5; "İ?tikâf", 1; Müslim, "İ?tikâf", 1-5; Tirmizî, "?avm", 73). Bir hadiste Resûl-i Ekrem'in Kadir gecesinde, "Allahım! Sen affedicisin, affı seversin, beni de affet!" şeklinde dua edilmesini tavsiye ettiği belirtilir (Tirmizî, "Da?avât", 84; İbn Mâce, "Du?â?", 5). Bu sebeple müslümanlar, ramazan ayının son on gecesini ve özellikle âlimlerin çoğunluğunun işaret ettiği 27. geceyi, kulluk bilinci içinde ibadet ederek ve geçmişte yaptıkları hataları bir daha tekrarlamamaya kesin karar vererek geçirmeye özen gösterirler.
KADİR GECESİ PEYGAMBER EFENDİMİZİN DUASIPeygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), Hz. Aişe'den gelen bu gecede (Kadir Gecesi) nasıl dua edeyim sorusuna şöyle cevap verdi:"Allahümme inneke afüvvün kerîmün tuhibbül afve fa'fü anni." şeklinde dua et.
Hz. Muhammed (s.a.v) tarafından tavsiye edilen "Allahümme inneke afüvvün" duasının anlamı şu şekildedir:
"Allah'ım sen affedicisin, affı seversin, beni affeyle."