Bursa’nın içme suyunu sağlayan Doğancı Barajı’nda doluluk oranı yüzde 99, Nilüfer Barajı’nda ise yüzde 100 seviyesine ulaştı. Uzun yıllardır böyle bir tablonun görülmediği, Bursa barajlarını dolmasında en önemli etken bu yıl yağan yağmurlar gösterildi. Bu kış şehir merkezinde kar yağışı olmazken, Uludağ’da ise geçen yıllara göre kar kalınlığı beklenenin altında kaldı. Yağan yağmurlar barajları doldursa da yetkililer su tasarrufuna devam edilmesi gerektiğinin altını çizdi.Doğa denildiği zaman ilk akla gelen sivil toplum örgütlerinin başında yer alan Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) Başkanı Sedat Güler, barajlardaki tabloya aldanılmaması gerektiğine dikkat çekti ve kontrolsüz su tüketiminin denetlenmesini işaret etti. Yanlış su politikaları yüzünden Bursa’nın uzun süredir kuraklık yaşayan bir bölge haline geldiğini söyleyen Güler, “İklim değişikliğinin ve aşırı kent nüfusunun artışı ile birlikte artık Bursa’nın su kaynağı Uludağ’da kar tutmamaya başladı. Eriyen karlar sayesinde barajlar doluyor. Eriyen karlar ilk önce Nilüfer daha sonra Doğancı Barajı’na doluyor. Bursa’yı besleyen Uludağ’dır. Bursa’nın içme suyunun yüzde 95-98’i Uludağ’dan geliyor. Ne yazık ki bu sene yeterli kar yağmadı. Bursa şehir merkezinde hiç yağmadı. Uludağ’da da 50 santimetreden fazla kar olmadı. Yağmurların iyi yağmasıyla beraber bu sene Bursa barajlarında doluluk üst seviyelere ulaştı. Fakat bu bizi aldatmasın. BUSKİ halen daha ‘Tasarrufa devam’ diye açıklama yapıyor” dedi.
Nilüfer çayına dikkat çekti
“Nüfus, sanayi ve tarımsal alanlarının sulama politikasından kaynaklı aşırı tüketimden dolayı büyük ihtimalle yaz sonu Bursa’nın ‘şu kadar suyu kaldı’ gibi haberler ile karşılaşacağız. Tasarrufun sadece halkın sırtına yüklenmemesi gerekiyor. Tüketilen suyun yüzde 20’sini halk kullanıyor. Elbette tasarruf yapacağız ama çoğunluğunu sanayi ve tarımsal alanlar kullanıyor” diyen Güler, “Yeni yerel yönetimden beklediğimiz bir an önce bunlara çözüm bulması gerekiyor. Nilüfer çayımıza 10 seneden beri hiçbir şey yapılmadı. Nilüfer çayı halen daha simsiyah akıyor. Çevresinde tarım yapılıyor. Fakat oradan artık su değil fabrikaların verdiği zehirli kimyasallar akıyor” diye konuştu.
