Evrakların kurtarılmadan yıkıldığı iddia edilen Elbistan Belediyesi’nden açıklama geldi: Tamamını Cumhuriyet Başsavcılığımıza teslim ettik

Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerde Elbistan Belediyesi binası ağır hasar aldı. Depremden sonra belediye binasının içindeki binlerce resmi evrak çıkarılmadan yıkıldığı iddia edildi.

BELEDİYE BAŞKANINDAN AÇIKLAMA GELDİ

Sosyal medyada görüntülerin yer almasının ardından Elbistan Belediye Başkanı Mehmet Gürbüz, açıklama yaptı. Gürbüz, ilçe belediye binasının yıkılarak binadaki belgelerin yok edilip delillerin karartıldığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtti.

“BELEDİYE BİNASI AĞIR HASARLI”

Gürbüz, yıkılan belediye binasının önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, farklı kentlerden Elbistan’da sanki deliller karartıyormuş gibi açıklama yapan insanların olduğunu söyledi. Depremlerde belediye binalarının ağır hasar aldığını belirten Gürbüz, şunları kaydetti: “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yapılan incelemelerde binanın ağır hasarlı olduğu belirlendi. Biz bakanlığımıza ve AFAD yetkililerimize ‘Bizim depolarımız yani arşiv yaptığımız yerler, bodrum katlarda biz bunu nasıl alacağız?’ diye sorduk. Çünkü Cumhuriyet Başsavcılığı 4 cumhuriyet savcısı görevlendirdi. Nevşehir Cumhuriyet Başsavcımızın koordinasyonunda onların burada imarla ilgili ya da yapı stoklarıyla ilgili varsa ihmalleri denetlemeleri gerekiyor.

“BELGELER CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA TESLİM EDİLDİ”

Bu süreci de bir an önce başlatmaları gerekiyor. Bodrum kata da insanlarımızı indiremiyoruz. Bir insanımızı daha kaybetmek istemiyorum. Bana ‘binayı yukarıdan aşağıya doğru tıraşlayın, girilebilir hale getirin, ondan sonra insanlarımızı sokalım’ dediler. Allah’a hamdolsun, hem dijital hem klasik arşivimizin tamamını kurtardık. Evrakların tamamı, serverlar çıkartıldı. Cumhuriyet Başsavcılığımıza teslim edildi. Hiçbir evrakımızı kaybetmedik. Evraklarımızı alabilmek, bodrum kata inebilmek için yapmış olduğumuz tıraşlamayı, sanki burada karartma varmış gibi, deliller saklanıyormuş gibi ya da efendim burada büyük bir sorun, skandal varmış gibi anlatan insanları da gerçekten kınıyorum.”

“KAMERALAR GÖZETİMİNDE EVRAKLAR KONTROL EDİLDİ”

Gürbüz, evrakların alınma işlemi sırasında emniyet müdürlüğünden, kaymakamlıktan yetkililerin binada olduğunu ve kameralar gözetiminde evrakların detaylı şekilde kontrol edildiğini anlattı. Birilerinin yıkım çalışmalarının sürdüğü belediye binasında “imar ile ilgili projeler yok ediliyor” gibi bir algı oluşturmak istediğini iddia eden Gürbüz, “Bunlar muhasebe evrakları, Kültür ve Turizm Bakanlığıyla ilgili yapılan yazışmalar. Ben bunları da kurtarmak zorunda değilim. Benim kurtarmam gereken evraklar, acil evraklarım, imar arşivim ve vatandaşımızın yapı stokuyla ilgili yargı mensupları tarafından ihtiyaç duyulan evraklar.” diye konuştu.

“İKİ AYRI YERDE YEDEKLEDİK”

Bazı kişilerin belediye binası önüne gelerek çekim yapıp sosyal medyada algı oluşturduğunu ileri süren Gürbüz, belediyenin delil kararttığına yönelik çalışma yürütülerek halkın infiale sürüklenmeye çalışıldığını iddia etti. Gürbüz, Elbistan Belediyesindeki tüm yazışmaların, meclis kayıtlarının tamamının dijital arşivlerde olduğunu, onlarda herhangi bir zarar oluşmadığını ve iki ayrı yerde yedeklediklerini ifade etti.

“3 KİŞİLİK KOMİSYON KURULDU”

AK Parti Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı da sadece belediye binası için değil diğer yıkılan binalarla ilgili de birilerinin provokasyon yapmak istediğini söyledi. Depremin ardından devletin tüm kurumlarının Elbistan’da olduğunu ve koordineli şekilde çalışmaya devam ettiğini vurgulayan Çankırı, şöyle devam etti: “İlk günden bu yana devlet en şeffaf haliyle burada. Tüm prosedürler basamak basamak yerine getiriliyor. Bu binadaki delillerin karartılmaması adına 3 kişilik komisyon kuruldu. Bu komisyonun yaptığı çalışma sonucunda yıkım kararı verildi. Bunlar üzerinden provokasyon yapılması doğru değil. Hep beraber canı gönülden bu şehirleri tekrar imar etmeye çalışıyoruz ama bunu yaparken de bizi bu kadar incitmeleri gerçekten canımızı acıtıyor. “