Saadet’in Kadın Kolları Başkanı Ekinci, LGBT’ci derneğin toplantısında!

Seçime CHP listelerinden girme kararı alan Saadet Partisi şimdi de LGBT destekçisi derneklerle kol kola girdi. SP Kadın Kolları Başkanı Ekinci’nin Havle Derneği’nde yaptığı konuşma tepki çekti.

LGBT’li eşcinellere verdiği destekle bilinen ve kendilerini “Müslüman feminist hareket” olarak lanse eden Havle Kadın Derneği ile Saadet Partisi aynı çatı altında buluştu. LGBT’ci Havle Derneği’nin düzenlediği toplantıda Saadet Partisi Kadın Kolları Başkanı Nurgül Ekinci de yer aldı.

Havle Kadın Derneği’nin 2. Açık Forum adı altında düzenlediği etkinlikte Saadet Partisi Kadın Kolları Başkanı Nurgül Ekinci’nin yanı sıra; CHP Parti Meclisi Üyesi Avukat Sevgi Kılıç, CHP’nin düşük İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Deva Partisi Kadın Politikaları Başkanı Elif Esen, İyi Parti İstanbul Milletvekili Adayı Dilruba Oğulcuklu, Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Adayı Esmeray Özadikti gibi isimler yer aldı.

“Neyi değiştirmeyi amaçlıyorsunuz” sorusunu cevaplandıran kadın siyasilerin İstanbul Sözleşmesi mesajları vermesi dikkat çekti. Saadet Parti’li Ekinci’nin “cinsel kimlik”, “kişinin kendisinin tercihi” şeklindeki sözleri LGBT’ye sinyal olarak yorumlandı.

TERCİHİ KİŞİYİ İLGİLENDİRİR, BİZ HİZMETLE MÜKELLEFİZ!

SP Kadın Kolları Başkanı Nurgül Beytiye Ekinci, şunları söyledi:“Farklılıklara saygı duyuyorum. Hiç kimsenin dininden, dilinden, cinsel kimliğinden, kadın ya da erkek olmasından, mezhebinden, ne sayarsanız sayın buraya asla ayrımcılığa maruz kalmasını kabul etmiyorum. Çünkü benim hem inancım hem de siyasi görüşüm insanı merkeze alır. İnsanı merkeze aldığımız bir durumda da herhangi bir kişiyi, özellikle fiziksel şiddet ya da cinsel şiddet ya da psikolojik şiddet noktasında asla kabul etmemizin mümkün olmadığını ifade etmek istiyorum. Kişinin tercihi kendisini ilgilendirir. Ben siyasetçi olarak o insana benim vatandaşım dediğim, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı dediğim herkese hizmet etmekle mükellefim.”

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ DEDİLER…

Toplantıda konuşan CHP Parti Meclisi Üyesi Avukat Sevgi Kılıç, “İstanbul Sözleşmesi’ni geri getirerek ve sonra Özel Yetkili Yargıtay Dairesi kurarak çok yönlü şiddeti önleyeceğiz.” dedi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Adayı Esmeray Özadikti: “Önce İstanbul Sözleşmesi’ni geri getireceğiz. Sonra kadının siyasete katılımını artırmaya çalışacağız.” ifadesini kullandı.

AGD’DEN TEPKİ SESİ YÜKSELDİ

Cumhurbaşkanlığı kararıyla feshedilen İstanbul Sözleşmesi mesajlarının verildiği toplantıda bulunan ve eşcinselliğe kapı aralayan sözler sarf eden SP Kadın Kolları Başkanı Ekinci, Milli Görüş camiasında rahatsızlığa sebep oldu.

Milli Görüş camiasının önemli kuruluşlarından Anadolu Gençlik Derneği Denizli İl Başkanı Av. Bilal Furkan Şimşek, “sapkınlık” vurgusu yaptığı tepki açıklamasında, fertlerin cinsel kimliğinden dolayı ayrımcılığa uğramaması ifadesi altına saklanan gayeyi irdeledi. Şimşel, yapılan yanlışlara ses çıkarmanın fitne değil farz olduğunu söyledi.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’YLE GETİRİLMEK İSTENEN DÜZEN BU!

AGD İl Başkanı Bilal Furkan Şimşek, resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Kimsenin ‘cinsel kimliğinden’ dolayı ayrımcılığa uğramaması istemek, tam da İstanbul Sözleşmesi ve ilgili kanunların getirmek istediği düzeni tarif ediyor. Böyle bir düşünceye sahip birisinin İstanbul Sözleşmesine karşı olduğunu belirtmesi boş laftan ibarettir. Cinsel kimlik ne demektir,bu kimliğe sahip olanlara uygulanan şiddetler (psikolojik, ekonomik, cinsel vs) nelerdir? Mesela cinsiyeti erkek olan ama kendisini kadın hisseden birisi kadınlar tuvaletine girmek istediğinde erkek olduğundan dolayı alınmaması bir şiddet ve ayrımcılıktır.

Yönelimi üzere cinsiyet değiştirmek isteyen birisine devletin ekonomik olarak destek sağlamaması, ameliyat masraflarını karşılamaması ekonomik ve cinsel şiddettir. Cinsel kimliğinden dolayı kimsenin ayrımcılığa uğramamasını isteyen birisi dolaylı olarak yukarıda belirttiğim ve dahası olan bir çok meselelerde de ayrımcılık olmaması gerektiğini savunmaktadır.

Kişinin tercihi elbette kendisini ilgilendirir ama kişinin sapkınlığı herkesi özellikle de bu noktada dini ve milli hassasiyeti ve sorumluluğu olanları ilgilendirir. Biz suya sabuna dokunmayan bir inanışa sahip kişiler değiliz. Herkese çiçek dağıtmak isteyenlerin yeri bellidir.

Artık bu dönüşüme ses çıkarılmaması dönüşüme dahil olma gibi bir tehlikeyi de içinde barındırmaktadır. Yapılan yanlışlara ses çıkarmak fitne değildir; FARZDIR.”